GENEL SOFRA ADABI
İçinde yaşadığımız toplumlarda, herkesin uyması gereken "Görgü kuralları" vardır. Toplumda sevilen, sayılan, aranan ve sözü geçen bir insan olmamız bu kuralları tam olarak bilmemize ve uygulamamıza bağlıdır. Özellikle Sofra adabı, kültürü görgü kurallarının önemli bir yerini oluşturur.
Bu kuralların bazıları şunlardır;
a) Bıçak sapından, işaret parmağı kesici kısmın sırtına uzatılarak tutulur. Bıçağı, ağıza koymak ayıptır. Bazı kişiler yanlış olarak peynir yerken bıçağı ağzına götürmeyi huy edinmişlerdir. Ekmek de hiçbir zaman bıçakla küçük lokmalara ayrılmaz. Bıçak ekmeğe sürülerek temizlenmez. Gümüş bıçak yalnız meyve yerken kullanılır. Gümüş ve çelik bıçakları ayırmakta yanılmamalıyız. Gümüş bıçak daha parlak olur.
b) Çatal, et yenilirken sol elde tutulur, bıçak ise sağda tutulur ve eti keser. Sebze yendiğinde çatal sağ elde tutulur yada tekrar sol elde tutularak sağ eldeki bıçakla sebzeler onun üzerine itilir. Çatal yere düşer ise, bir yenisinin gelmesi beklenmelidir veya yenisi istenmelidir.
c) Çorba kaşığının kullanılması ülkeden ülkeye değişmektedir. Fransızlar çorbayı kaşığın ucu ile içerler. İngilizler ve Amerikalılar kaşığın yanı ile içerler. Her ikiside uygulanabilir. Çorba içildikten sonra kaşık yere konmaz, doğrudan doğruya tabağın içine bırakılmalıdır.
d) Peçete, tam olarak açılmaz uzunlamasına dizlerin üzerine serilir. Peçeteyi göğse takmak, yeleğe geçirmek ayıptır. Yemek bittikten sonra peçete toplanıp katlanmadan tabağın yanına bırakılır. Eğer bir bayanın peçetesi yere düşerse, hemen yanında oturan kişi (bay) peçeteyi yerden hemen kaldırmalıdır. Bir şey içerken ağzımızı önce silmemiz gerekir. Dudaklarımız bardağın üzerinde hiç bir iz bırakmamalıdır. Ses çıkarmadan içmeyi öğrenmeliyiz. Bir kerede bardak boşaltılmamalıdır.
Sofra ve yemek görgüsünde, sunulan yemekleri belli yöntemler çerçevesinde yiyebilmek, öğrenilmesi gereken önemli bir noktadır. "Her yiğidin bir yoğurt yemesi vardır" atasözü hiçbir zaman uygulanamaz. Tersine, her yemeğin belirli bir yenme biçimi vardır. Bu kurallara örnek verecek olursak;
PİLİÇ:
Piliç,daima çatal ve bıçakla yenir. Kemikleri hiçbir zaman ağıza götürülmez. Etler bıçakla, kemikten ayrılır ve çatalla ağıza konur.
BALIKLAR:
Önce baş çıkarılır. Sonra da çatal ve balık bıçağı ile baştan kuyruğa doğru ikiye ayrılır. Sonunda bıçağın ucu ile kılçık tamamıyla ayrılıp çıkarılır. Ayrılan kılçıklar tabağın içine ya da tereyağı tabağına konur. Etli kısmı çatal ya da bıçakla ufak parçalara bölünerek yenir. Eğer bunların arasında küçük kılçık parçaları kalmışsa bunları ağzımızdan parmaklarımızın ucuyla çıkarmalıyız. Çok küçük balıklar (gümüş v.b) başı ile beraber çiğnenerek yenilir.
MAKARNA:
Makarnayı İtalyan usulü yemek için; çatal ve kaşık kullanılır. Kaşık sol elde tabağa dikey yakın bir şekilde tutulur. Sağ eldeki çatal ile bir kısım makarna alındıktan sonra dişleri kaşığın iç yüzüne dayanmış olan çatalı çevirerek makarna iyice çatala sarılmış olur ve bu şekilde ağıza götürülür. Alışılmış yeniliş tarzında ise; makarna, çatal ve bıçakla küçük kısımlara ayrılır ve çatala alınarak ağıza konulur.
İSTAKOZ VE YENGEÇ:
Küçük kıskaçlar sofrada bir ceviz çekici ile kırılıp elle ayıklanır. İstakoz ve yengeç özel takımla yenir, fakat bunların bulunmadığı zaman, balık takımı kullanılabilinir. Ayıklanmış olan et, eritilmiş tereyağına, mayoneze ya da özel olarak hazırlanmış salçaya batırılıp yenilir.
İSTİRİDYE:
Sol el ile tutulur ve özel istiridye çatalı ile et kısmı kabuktan ayrılır. Arzu edilirse salçaya batırılabilinir ve bir lokmada ağıza konulur.
SANDVİÇLER VE KANEPELER:
Çaylarda ikram edilen küçük sandviç ya da kanepeler elle yenilir. Eğer çok ufaksalar bir lokma halinde ağıza sokulur. Daha büyük ve bir iki tabakalı sandviçler ise çatal ve bıçakla yenilir.
SOFRADA MEYVE YEME İNCELİKLERİ
ELMA, ARMUT:
Helezoni olarak soyularak ya da dört parçaya ayrıldıktan sonra ayıklanarak elle ya da meyve çatalı ile yenir.
MUZ:
Samimi bir ortamda: Muz kabukları alt ucuna kadar soyulup orada bırakılabilinir. Tamamı ile soyulup atılmaz.
Resmi bir ortamda: Kabuklar tamamen çıkarılır ve meyve bıçağı ile kesildikten sonra ağıza götürülür.
KAYISI, ERİK, KİRAZ:
Bir ya da iki lokmada yenilir.Çekirdek ağızda ayıklanıp avuca alınarak tabağa konulur .
ŞEFTALİ:
Yarma şeftali: ikiye bölünerek kolayca çekirdeği çıkarılır ve yenilir.
Yarma olmayan şeftali: Dörde ayırılıp kabuğu soyulduktan sonra bıçakla küçük parçalara ayrılarak çatal ile yenilir.
PORTAKAL:
Helezoni olarak soyulur ve dilimlere ayrılıp tabağa konulur, dilimler küçükse bir lokmada, büyükse kesilerek el ya da meyve çatalı ile yenilir.
KAVUN:
Dilimlere ayrılarak tabağa konulur. Dilimler bıçakla ufak lokmalara ayrılır yada kaşıkla yenilir. Eğer üzerinde çekirdek var ise bunlar ağızda ayıklanır ve avuç içine alınarak tabağa konulur.
ÇİLEK:
Sapları daha önceden çıkarılmış küçük çilekler kaşıkla yenilir.
Bunların üzerine toz şeker ekilir ya da krema konulur. Fakat büyük çilekler bazen sapları ile sofraya getirilir. Bu takdirde saptan tutup şekere batırmak ve ısırıp yemek gerekir. Elde kalan sap, tabağa konulur.
YEMEK MASASI DÜZENİ
Tabaklar aile sofrasında yada yakın dostlara, samimi konuklara verilen davette kullanılandan ayrı, daha büyük daha kıymetli porselenden, renkli yada kenarları yaldızlı olmalıdır.
Tabağın, sağına bıçaklar ve kaşıklar, soluna ise çeşitli boyda ve kullanılma yeri değişik çatallar yerleştirilir.
Bunların oyuk tarafları hep yukarı doğru konulmalıdır. Takımlar birbirinden ve tabak kenarlarından birer santim uzakta bulunmalıdır.Her bir takıma üçten fazla çatal ve bıçak konulmaz. Yemek süresinde gerektikçe yenileri konulur.
Bıçakların üst tarafına sağa doğru bardaklar dizilir. Bardaklar hep aynı örnekte olmalı ve sağdan sola doğru, en büyüğünden küçüğüne doğru gitmek üzere dizilmelidir. Değişik boydaki bardaklar; su, şarap ve içki çeşitleri içindir. Aile sofraları dışında şaraba su katmak ayıptır.
İçme suyu,sürahilere konulur, maden suları ise kendi şişeleri ile sofraya getirilir.
Bira, kristal kaplara konarak sunulur. Kırmızı yada beyaz adi şaraplar ufak sürahiler içinde, herkesin sıkılmadan kullanabileceği sayıda sofraya konulur. Özel ve pahalı şaraplar şişelerinde saklanır; fakat hiç bir zaman sofrada bulundurulmaz.
SOFRA GÖRGÜSÜ
Herkes yerli yerine oturduktan sonra, konuklar kendilerine ait tabağın içindeki peçeteyi alıp açar ve dizlerinin üzerine koyarlar. Birçok kimseler sabredemeyip henüz yemek gelmeden bir ekmek koparıp ağızlarına atarlar. Bu terbiyesizce bir davranıştır.Servis şu sırayı izleyerek yapılır;
1-Ev sahibi bayın yanında oturan bayan
2-Solundaki bayan
3-Öncelik sırasına göre diğer bayanlar
4-Ev sahibi bayan
5-Onun sağındaki davetli
6-Solundaki konuk
7-Onu izleyen baylar
8-En sonrada ev sahibi bay
Her erkek, yanındaki bayanla arasıra nazik ve neşeli konuşmalar yapar;onu bırakıp başkaları ile fazla ilgilenmez. Yeri gelince elbette sohbete karışır. Sofra başında din, politika gibi ağır konular işlenmez, daha çok eğlendirici ve herkesi ilgilendirici konulara değinilir.
Yanımıza düşen bayanlara ayrıca hizmet etmemiz gerekmez; bu ödevi hizmetçiler yaparlar. Terbiye kusurları sofrada pek çabuk göze batar; onun için her davranışımızı kontrol etmemiz gerekir.
Büyük tabaklarda sunulan et yemeklerinden en iyisini seçip çıkarmak doğru değildir. Kesilmiş ve dizilmiş et parçalarından sırayı bozmadan birisi çıkarılmalıdır. Tavuk ve benzeri yemeklerden sevdiğimiz parçayı seçip almak hakkımızdır, fakat bunu yaparken çok oyalanmamalıyız. Bir kez alınan parçayı bırakıp yenisi ile değiştirmek terbiyesizliktir.
Sunulan yemeklerden birini yemek istemezsek "Teşekkür ederim" diyerek uzak durmak yeter.
ASLA VE ASLA YAPILMAYACAKLAR
- Ev sahibesi davet etmeden sofraya oturulmaz.
- Bayanlara oturmaları için yardım etmemek.
(sadece iki yanınızda oturacak olanlar )
- Ev sahibesi yemeğe başlamadan başlanmaz.
- Çorba sıcaksa üfleyerek soğutulmaz.
- Yerken ağız gürültüsü çıkarılmaz.
- Sunulan tepside önüne isabet eden parça alınır,
asla seçilmez.
- Tabağa büyük miktarda alınmaz.
- İkinci bir kere yemek teklif edilmez ise
istenilmez.
- Dirsekler masa üstüne, eller masa altına
koyulmaz.
- Ağız dolu iken konuşulmaz.
- Hızlı yemek yenilmez, yemeği diğer misafirler
ile birlikte bitirmek esastır.
- Konuşurken çatal bıçak ile hareket yapılmaz.
- Çatal bıçak yalanmaz.
- Ekmek ısırılarak koparılmaz.
- İzin istenmeden masadan kalkılmaz.
- Masa terkedildiğinde peçete katlanmaz.Olduğu gibi
sandalyenin üstüne bırakılır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder